5 Kasım 2013 Salı

SAÇ DÖKÜLMESİ VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

SAÇ DÖKÜLMESİ VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
         Saçlar insanlarin kişiliklerini ifade edebilmek ve cinsiyetlerini ortaya koymak icin bir araç olabilir. Kılların koruma, ısı kaybını önleme veya kamuflaj gibi görevleri artık insanlar için pek önemli değildir. Saçın normal ve sağlıklı görünümü, sosyal ve kişisel ilişkilerde  önemlidir. Kıllar sadece biyolojik olarak değil, aynı zamanda psikolojik yönleri ön plana çıkmıştır. Belirli saç modelleri sosyal grupları, kişisel veya sosyal bir tavrı, hatta sadece bir duyguyu ifade etmek veya karşı cinsin dikkatini çekmek için kullanılmaktadır. Kadınlar için yüz veya vücutlarındaki aşırı kıllanma ne kadar can sıkıcı bir durumsa, erkekler için de sakal, saç ve vücut kıllarının olmaması veya dökülmesi o kadar sıkıntı kaynağı olabilir.         
           Kılların kalınlığı, rengi, yoğunluğu ve karakter özellikleri ırklara, yaşa, cinse ve bulunduğu yere göre değişir. Bir erişkin vücudunda ortalama 5 milyon kıl bulunur. Kafa derisini kaplayan kılların sayısı ise 100.000 ile 150.000 arasında değişir Yeni doğan bir bebeğin kafa derisinin santimetre karesinde 1.100 saç kökü bulunur. Sarışınlarda  siyah saçlılara göre daha fazla saç sayısı mevcutken kızıl saçlılarda bu sayı daha da azdır. 25 yaşındaki bir insanda bu sayı 600'e düşer. 30-50 yaşları arasındaki saç yoğunluğu santimetre karede 250-300 civarındadır. Saç, bir ayda normal olarak 6-12 mm uzar. İnsan saçı "saç büyüme döngüsü olarak bilinen sürekli bir büyüme ve dinlenme,dönemleri ile büyür.
Siklusun üç fazı vardır:



1. Büyüme fazı (Anagen); 2-8 yıl sürer ve ayda ortalama 1cm uzar. Anajen (büyüme) evresi saçın yaşam döngüsünün %90'ını oluşturur ve 1.000 gün veya daha fazla sürer. Yaklaşık 15 gün süren katajen (ara) ve yaklaşık 100 gün süren telojen (dinlenme) evreleri ise geri kalan %10'luk bölümü oluştururlar. Bu, herhangi bir zamanda, saçların %10'unun ara ve dinlenme evrelerinde olduğu, dolayısıyla uzamadığı anlamına gelir
2. Degradasyon fazı (Katagen); 2-4 hafta sürer. Büyüme evresinin sonunda saç kökleri kendilerini dinlenme evresine hazırlarlar. Saç kökünün büyüme döneminden dinlenme dönemine geçiş yaptığı bu aralığa katajen evresi denir. Katajen evresinde saç kökü en dip bölgelerinden başlayarak kendi içine çöker.
3. Dinlenme fazı (Telogen).  Bu, saç kökünün dinlenme evresidir. Yaklaşık 3-4 ay süren bu dönem sonunda saç, kökünden ayrılır ve düşer. Bu evrenin sonunda bu saç telinin ayrıldığı yerden yeni bir saç çıkar ve böylelikle yeni bir döngü başlar.

  
NORMAL SAÇ DÖKÜLMESİ:
 Saçlar yaşam döngülerinin sonunda kendiliğinden veya dış etkilerle (tarama, yıkama, fırçalama) dökülür. Dinlenme evresinde saçın, köküyle olan bağlantısı gevşer ve saç kökü cilt yüzeyine doğru ilerler. Bu sürecin sonunda saç teli düşer. Bu şekilde her gün 50-150 arası saç telinin dökülmesi normaldir. Takip eden günlerde saç kökü, dökülenin yerini almak üzere yeni bir saç çıkarır. Yeni doğan bebeklerin ilk birkaç gününde görülen ani saç dökülmesi veya hamile bir kadında doğumun hemen ertesinde görülen yaygın saç dökülmesi büyük hastalık ve ameliyatlardan 3-4 ay sonra aşırı saç dökülmesi normaldir. Erişkinliğe doğru düz ön saç çizgisinin kaybolması da fizyolojik saç dökülmesi olarak kabul edilir, fakat bu saç dökülmesi geri dönüşümlü değildir.

Muayene Yöntemleri

Biyopsi, Saç Çekme, Saç Koparma, Saç Büyümesinin Ölçülmesi,


Fototrikogram

Klinik değerlendirmede androjenik alopesinin değerlendirilmesinde kullanılır. Telojen saç yüzdesinin %10 dan az ve kıl yoğunluğunun 180-200 adet/cm2 den az olması erken saç kaybını gösterir.
         

Polarize ışık ile inceleme

Mikroskop altında saçın incelenmesidir. Burada özellikle genetik saç bozuklukları görülebilir. Basit yöntemdir ancak saç kökü hakkında direkt bilgi verir.

SAÇ DÖKÜLME TİPİ

Saç dökülmesinin en sık sebeplerinden biri telogen effulium diğeri androjenik alopesidir. Hormonal problemler saç dökülmesine neden olabilir. Eğer tiroid beziniz az yada çok çalışıyorsa, saç kaybı olabilir. Bu saç kaybı tiroid tedavisi ile geri dönüşümlüdür. Saç kaybı erkek (androjen) yada kadın  (östrojen) hormonlarındaki düzensizlik ile de görülür.
 

ANDROJENİK ALOPESİ


Androjenler (testosteron, dihidrotestosteron) saç büyüme siklusu'nun en önemli kontrol faktörleridir. Androgenetik saç dökülmesi tüm dünyada erkek ve kadınlarda en sık görülen saç dökülmesi tipidir. Androjenik saç dökülmesi veya kellik, ya da erkek tipi saç dökülmesi olarak da adlandırılır. Androjenler, sakal, bıyık, koltukaltı ve pubis  kılları için  gereklidir. Saç kılının büyümesi androjene bağımlı değildir fakat androjenlererkek ve kadın tipi saç dökülmesinde rol alırlar.Erkek tipi saç dökülmesinde kalıtsal gen geçişi esastır. Erkek tipi saç dökülmesi olan erkeklerde saç kaybı, ergenliğe geçiş sonrası androjenlerin yükselmesi ile herhangi bir zamanda başlayabilir. Androgenler normal miktarda bile olsalar eğer saç dökülmesi geni mevcutsa, erkek tipi saç dökülmesi oluşacaktır. Genellikle ilk değişiklik şakak ve alın köşe bölgelerindeki gerilemedir. Sadece şakak ve alın köşe bölgelerindeki gerileme ile kalan daha ileri safhalara geçmeyen erkekler de vardır.

Saç kaybının yaş artışı ile sınırlanma eğilimine rağmen, erken yaşta erkek tipi saç dökülmesi olan erkeklerde saç kaybının miktarı ve gidişinin öngörülebilmesi mümkün değildir. Genel olarak, saçlarını 20'li yaşlarında kaybedenlerde, saç dökülmesinin ileri derecede olacağı söylenebilir. Bazı erkeklerde, erkek tipi saç dökülmesi'nin başlaması 40'lı yaşlara kadar gecikebilir. Hatırlamada kolaylık olarak genellikle yaş ile dökülme yüzdesi rakamı karşılaştırılabilir. Bu oran kullanılarak 50'li yaşlarındaki bir erkekte %50 oranında değişen derecelerde erkek tipi saç dökülmesi görülmesi beklenebilir. Kadınlar için bu oran %40 dır.  

     Kadın tipi saç dökülmesi erkek tipi saç dökülmesinden farklıdır.Genellikle erkeklerden daha geç yaşta, yirmili yaşların sonu ile kırklı yaşlar arasında, görülür. Genellikle, doğum kontrol hapı kullanımı, doğum sonrası, menapoz dönemi civarı ve menapoz sonrası gibi hormonal değişiklik zamanlarında görülür. Alın köşelerinde açılma (gerileme) erkeklere oranla çok az görülür. Kadınlarda saç çizgisi genellikle yerini korur. Erkeklerdeki gibi tüm saçlı deride saç dökülme riski vardır.  Erkeklerdeki önden açılmaya zıt olarak kadınlarda genel bir seyrelme görülür. Kadınlarda da erkeklerdeki kadar sık görülmektedir. Kadınlardaki saç kaybı özellikle menapoz döneminde belirginleşir. Androgenler, erkeklerde saç kaybı oluşturan aynı mekanizma ile kadınlardaki saç kaybından sorumludur. Kadınlar, overler ve adrenal bez ile az miktarda androgen üretirler. Overler ve adrenal bez dışında androgenlere dönüştürülen önhormonlar da overlerde oluşturulur. Kadınlar, kadın tipi saç dökülmesi nedeni ile nadiren bir bölgede saçlarının tamamını kaybederler. Eğer kaybederler ise sebep olarak altta yatan patolojik bir başka neden aranmalıdır. Kadında, içinde etkilenmeyen saç bölgeleri olan, saç folikülü minyatürizasyonu gelişimi daha nadirdir. Normal kalınlıktaki saçlar, ince, küçük çaplı saçlarla karışık olarak bulunur.

Sonuç; total saç kaybından ziyade saç yoğunluğunda azalmadır. Saç büyüme siklusu erkeklerdeki gibi etkilenir. Büyüme (anagen) fazı kısalarak kısa saçlarda artış ve dinlenme (telogen) fazı artarak saç seyrekliği görülür. Saç kaybının, anormal hormon azlığı ya da fazlalığından olduğu düşünülüyorsa, hormon seviyeleri ölçülmelidir.


TELOGEN EFFLUVİUM

Telogen effluvium, uzun bir dönem içinde saçta yaygın olarak görülen incelme ve dökülmedir. Normalde saçların çoğu anagen fazda iken %15'i gerileme fazındadır. Bu tip etkenler saç siklusunu bozarlar. Saç anagen (büyüme) döneminde iken durur ve telogen (gerileme) faza geçer. Bir kaç ay içinde de saç dökülür. Uzun süreli ciddi bir enfeksiyon, bir ameliyat veya psikolojik ağır bir stresden  2-3 ay sonra meydana gelen yaygın saç dökülmesi vardır. Bu dökülme özellikle kadınlarda doğum yaptıktan sonra görülen  ani hormon değişikliklerine de bağlı olabilir. Kemoterapi,kansızlık, tiroid hastalıkları,ağır diyetler, demir veya çinko eksikliği, bazı ilaçlar, zehirlenmeler, düşük  radyasyon bu tip bir dökülmeye neden olabilir. Nedenin saptanması ve tedavi uygulanmasından birkaç ay sonra saçlar normale dönebilir.

İlaçlara bağlı: Antimitotikler Heparin Karbimazol İsotretionin  Beta blokerler Amfetaminler Warfarin  Propiltiourasil  Vitamin A  Etretinate Levodopa  Talyum 
Yetersiz beslenme: Anormal yeme alışkanlıkları ağır proteinden fakir dietlerlerin ardından vücudun tolere edebileceği 2-3 ay sonrası saç dökülmesi ortaya çıkar. Protein eksiklikleri dışında emilim bozukluğu,yetersiz alımı veya kanamaya bağlı demirin eksikliği ve çinkonun yetersiz alımı dökülmeye sebep olabilir.
Gebelik ve Doğum Kontrolü: Gebelikden  veya  yeni başlanan bir doğum kontol hapından 2-3 ay sonrasında saç dökülmeleri  hormonal değişikliklere bağlı olarak görülebilir

ANAGEN EFFLUVİUM Tüm kemopterapi ajanlarının az dozlarda telogen effluvium yaparken daha yüksek dozlarda anagen effluviuma neden olurlar. Kolşisin kullanımı, insektisid zehirlenmeleri, arsenik, borik asid ve bazı bitki zehirleri, radyasyon, çok ciddi açlıklar  anagen effluviuma neden olur. Bu dökülme tipinde saç anagen dönemde tahrip olarak telogen dönemi atlar ve ani çok fazla %90 lara varan saç kaybı ortaya çıkar.

ALOPESİ AREATA

Hastalarda genellikle madeni para büyüklüğünde, yani 2.5 santimetre çapında bir veya daha fazla dairesel alanda saç dökülmesi görülür.Herhangi bir alanda saç kaybı oluşturabilen, tekrarlayıcı bir hastalıktır. En çok her iki cinsten genç ve orta yaşlı erişkinlerde görülür.  tüm saçların kaybına kadar ilerleyebilir (alopecia totalis). Çoğu vaka kendiliğinden iyileşir. Bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmese de, bu saç dökülmesinden, yalnızca saçları etkileyen bir otoimmün süreç sorumlu tutulmaktadır. Hastalar, hastalık nedeni olarak sıklıkla stres ve kaygıyı suçlarlar.

ÇEKİLMEYE BAĞLI SAÇ DÖKÜLMESİ
(TRACTİON ALOPECİA)
Traction Alopecia saç foliküllerinin kronik çekilmesi ile oluşur. Sıklıkla kadınlarda, saçları sıkıca bağlama ve benzeri uygulamalar ile oluşur. Genellikle saç çizgisi boyunca oluşur. Trichotillomania, bir grup akıl hastalığında (compulsive), hastaların saçlarını çekip kopartması ile oluşan, sıklıkla acaip şekilde görünen bir saç kaybı tipidir.

MANTAR ENFEKSİYONLARI
Bazı mantar enfeksiyonları kızarıklık pullanma  yama şeklinde çocuklarda saç dökülmelerine sebep olacaktır.İlaç tedavisi sonrası  saç tekrar çıkar.

NEDBE DOKUSU NEDENİ İLE SAÇ DÖKÜLMESİ
Tüm nedbe dokusu oluşturan sebepler saç folikülüne de hasar verebilir ve saç dökülmesine neden olur. Oluşan saç dökülmesi kalıcıdır, geriye dönmez. Nedbe dokusu oluşturarak saç dökülmesine sebep olan hastalıklar şunlardır:
Primer veya sistemik deri hastalıkları
Cutenous Lupus, Liken Planus, Folliculitis, Follikülitis Dekalvans, Pseudo pelade, Linear Skleroderma , Lupus Eritematosus, Sarkoidozis, Deri metastazı, Morfea, Liken sklerosus, Amiloidosis, Graft versus host reaksiyonu, Pemfigoid (skatrisyel)
Genetik hastalıklar Darier hastalığı, Keratosis follikülaris, spinulosa dekalvans, Kondrodisplazi punktata (X'e bağlı dominant form)  Epidermolizis bülloza, İktiyozis, Inkontinesiya pigmenti

Tümörler Bazal hücreli karsinom, Adneks tümörleri, Yassı hücreli karsinom* Hemanjiom, Lenfoma, Metastatik karsinom Infeksiyon hastalıkları Lepra, Tersiyer sifiliz, Zoster, Dermofitler, Fronkül, Karbonkül,, Lupus vulgaris,* Perifollikulit

Fiziksel hasar İyonizan ışın, Termal yanık, Kimyasal hasar, Mekanik travma saça uygulanan kimyasal işlemler. Aşırı güneş ve tuzlu su (sörfçü saçı) 

ALOPESİNİN  İLAÇ TEDAVİSİ

Burada anlatılan tedaviler yanlızca bilgi  amaçlıdır. Sizi muayene ederek değerlendirecek ve uygun tedaviyi buna göre verecek olanlar Dermatoloji ve Plastik cerrahi uzmanlarıdır. Bilinçsizce, uzmanların kontrolü dışında yapılan tedaviler geri dönüşümsüz kötü sonuçlar doğurabilir.
* Saç dökülmesinde doğru tanı ve tedavi yapılsa da dökülme 3-4 ay daha devam edebilir. Tedavide sabırlı olmak gerekir.

Telogen effluvium gibi saçların inceldiği ve döküldüğü durumların nedenlerinden biri saçların yeterince beslenememesidir. Saçlar kan dolaşımı vasıtası ile yanlızca diplerinden beslenir.  Dışarıdan yapılan krem losyon gibi uygulamalar çoğunlukla geçici bir etki gösterecek ya da yeterli olmayacaktır. Saç bakım ürünleri bir süre saçların iyi görünmesini sağlayabilir.Bunun dışında kalıcı bir fayda sağlamazlar.Saçınız için gerekli maddeleri ağız yolu ile alabilirsiniz.Saç dökülmesinde tedavi seçenekleri nedene yönelik olmalıdır. Örneğin demir eksikliği varsa önce bu tedavi edilmelidir. Kalsiyum,demir,selenyum, çinko, p-aminobenzoik asit, keratin, sistin ve tiamin gibi maddelerin ağız yoluyla alımı gerekli olabilir.
 Piyasada saç dökülmesi için üretilmiş çok sayıda ilaç vardır ama ne yazıkki bu güne kadar FDA onaylı yalnızca iki ilaç Propecia ( Finasterid-DHT-inhibitor) ve Rogaine ( minoxidil). üretilebilmiştir. Bu ilaçlarda başka amaçlı araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır ve dökülen, tamamen yok olan saçlar üzerinde etkili değildirler.Yanlızca androjenik alopeside etkilidirler. Dökülmekte olan cansız saçları kuvvetlendirir, saç dökülme hızını yavaşlatır ve kısa dönem önce dökülmüş hala ölmemiş olan kıl köklerinden saç çıkmasını sağlar.  

Finasteride(Propecia®)

5-alfa-redüktaz enzim baskılayıcısı etkisi ile androjen blokeri olan Finasteride(Propecia) günde 1 mg olarak hastalar tarafından kullanılabilinir.  Finasteride 5-alfa-redüktazi baskılayarak DHT (dehidrotestesteron)'un duyarlı saç köklerini yok edici etkisini ortadan kaldırmakta, saç döngüsünü uzatmakta ve incelmiş, keratin tabakası zarar görmüş saçları uzun süre kullanımda canladırmaktadır. % 1-3 arasında seksüel aktiviteyi kısıtlayıcı yan etkisi rapor edilmiştir. Finasteride kullanımı kesildiğinde saçlarin yine cansız,incelmiş yapisina geri döndüğü de bilinmektedir.Kadınlarda ve çocuklarda kullanılmıyor.Gebelerde teratojenik etki gösterebiliyor.Yıllık kullanım bedeli yaklaşık 600 dolar civarında

 

Minoxidilin (Rogaine®)

   Minoksidil normalde hipertansiyon tedavisi için tıpta kullanılan ama yan etkisi hipertirikoz(kıllanma) olan bir ilaçtir.Biyolojik cevap düzenleyicisi olan Minoxidil androgenetik saç dökülmesi nedeniyle küçülmüş olan kıl köklerini büyütür ve yeniden güçlendirir. Ayrıca kılların büyüme fazını uzatarak, belli bir uzunluga gelmeden dökülmesini engeller. Damar genişletici etkisi ile saçlı derideki kan akımını artırdığı veya direkt bir etki gösterdiği tartışılmalıdır. %2 ve %5’lik konsantrasyonlar halinde piyasada mevcuttur. Erkekler için %5 ve %2 lik solusyonların herikisi de kullanabilir, kadınlarda ise %2 lik solusyon önerilmektedir. Minoxidil su, alkol ve glycol karışımının içinde, saçsız bölgeye sürülen bir losyon olarak kullanılmaktadır. Bazı ilaçlarla birlikte, Bazı beslenme bozukluklarında, kanser tedavisi sırasında, hipotrioidide, hamilelikte ve emziren kadınlarda,50 yaşın üzerinde kullanılması sakıncalıdır. Minoxidil istenmeyen bölgelerde de kıllanma yapabilir. Alın bölgesinde değil, tepe bölgesindeki saç dökülmelerinde daha etkili olduğunu bilinmektedir. İlac en az 4 ay kullanılmalıdır.İlk aylarda dökülmeyi arttırabilir. Ancak kullanılmaya devam edildiğinde dökülme duracaktır. Minoxidilin mevcut saçların dökülmesini önleyici ve zayıf olanları kuvvetlendirici bir etkisi vardır. Ancak ilaç bırakıldığında saçlar yine eski haline dönmektedir Yıllık kullanım bedeli 300 dolar civarında (muadilleri kullanılırsa 150 dolar) 35 yaşın üzerindeki kadınlarda görülen androjenik alopeside ilk seçenek olmalıdır. Bir yıl sonra cevap alınmazsa spironolakton eklenebilir.


Spironolakton (Aldactone® )

Birincil olarak saç dökülmesi tedavisi için önerilen bir ilaç değildir.Yüksek tansiyon tedavisinde kullanılır. Ancak bazı sınırlı sayıda araştırmalarsa saç dökülmesini önlediği tespit edilmiştir.

Azeleik Asit (Azelderm®, Skinoren® )

Azelaik piyasada %20lik krem formunda bulunan ve sivilce tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Yan etki olarak kıllanmayı artırdığı tespit edildiğinden saç dökülmesi tedavisinde de kullanılmaya başlanmıştır. Yan etki olarak deride döküntü, dermatit ve deri renginde açılma gibi aşırı duyarlılık reaksiyonları gözlenmektedir.

Cimetidine (Ulkamet® )

Cimetidine mide asit salgısını azaltığı için ülser tedavisinde kullanılır. Yan etki olarak kıllanmayı artırır.

Tretinoin (Retin-A® )

Tretinoin akne ve bazı baska cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Bu endikasyonlarının yanında saçın damarsal ve hücresel gelişmesini sağladığı için saçsızlık tedavisinde de kullanılabilir.Yan etki olarak deri renginde değişiklik ve derinin ışığa hassasiyetine neden olur.

Ketokonazol (Nizoral® Ketoral® Fungoral® )

Ketokonazol mantar enfeksiyonlarında kullanılan bir ilaçtır. Krem, şampuan ve tablet formları vardır. Krem veya şampuan formlarını saça herhangi bir etkisi yoktur. Tablet formunun ise testosteron üretimini azaltıcı anti-androjen etkiye sahip oldugu bilinmektedir. Aşırı kullanım ve hassasiyet sonucu karaciger yetmezligi yapabilir.

Diane 35®
Bir doğum kontrol hapıdır. Cyprotereone acetate içerir Vücutta kıllanma yapar. Kadınların vücudunda az miktarda bulunan erkeklik hormonlarını bloke eder. 35 yaş öncesi androjenik saç dökülmesi olan kadınlarda ethinyl estradiol ve bu ilaç kullanılabilir. Sarılık, migren, kaşıntı gibi yan etkileri vardır

Flutamide (Eulexin® Endraxan® Flutamida Gador®)

Prostat kanseri gibi bazı hastalıkların tedavisi için geliştirilmiş bir ilaçtır. Hücrelerde androjen moleküllerinin bağlanmasını engeller.

SADBE ( Squaric Acid Dibuttyl Ester)
Haricen uygulandığında hastaların bu cilt bölgesinde allerjik kontakt dermatit oluşturan bir maddedir. Diğer tedavilere dirençli Alopeci areata hastalarının tedavisinde denenmiştir. Hastaların üçte birinden yanıt alınmıştır.

CERRAHİ TEDAVİLER

İlk saç nakli 1822 tarihinden günümüze kadar saç nakilleri yapılmıştır.Son yıllarda  mikrocerrahi yöntemleri kullanılmaya başlanmıştır. Daha önce kullanılan yöntemler oldukça zor ve ağır operasyonlarken son yıllarda geliştirilen yöntemlerle daha hafif, komplikasyon riski olmayan ve doğal görüntü oluşturan teknikler ortaya koymuştur: Günümüzde en sık olarak uygulanan cerrahi yöntem  strip excision (şerit operasyonu) olarak bilinen, başın saçlı bölgesinden 10-12 cm uzunluğunda, 1-3 cm genişliğinde makrograft alıp, bu makrograftin içinde yer alan saç köklerini laboratuar koşullarında mikroskoplar yardımıyla ayırıp, başın  saçsız bölgesine naklederek yapılan operasyonlardır. Strip operasyonu ile alınan makrogreftin bıraktığı büyük boşluk dikişle kapatılmaktadır.

FUE ve FIT
Dünyada uygulanan son saç ekimi teknikleri olan Follicular Unit Extraction yani FUE ve Follıcular Isolation Technique yani FIT hem saçı alırken hem de alınan saçı ekerken doğal sonuçlar üreten  saç ekimi girişimleridir. Özel iğnelerle başın ve gövdenin saç bulunan bölgelerindeki saç köklerini , uygulanan bölgede  yara izi bırakmadan tek tek çıkararak ve elde edilen saç köklerini yine çapı çok ince iğnelerle ekime dayanır, bıçak dikiş kullanılmaz ve  komplikasyon çok daha azdır.Ayrıca vücudun diğer kılları da ekim için kullanılabilir.

  

 

Kafa Derisi Gerdirme ,esnetme ve çekme


Bu yöntem kafa derisindeki açık alanın küçültülmesi amacıyla uygulanır.. Açık alanı yeterince küçültebilmek için 3-5 ay aralarla bir kaç defa tekrarlanmalıdır. Alan yeterince küçülünce kalan bölgeye saç ekimi yapılır.
Esnetme ve çekme  yönteminde ise Ekspender yardımıyla saçlı bölgenin kafa derisi genişletilir. Daha sonra açık alan çıkartılarak genişletilen saçlı bölge karşılıklı olarak dikilir. Bu yöntemde kafa derisine yerleştirilen balonlar zaman zaman belli aralıklarla şişirilir. Bu iştenmeyen bir görünüm oluşturabilir.


Flep Yöntemi
Bu yöntem ile dökülme olasılığı az olan bölgeden bir parçanın kaldırılarak damar yapısı bozulmadan ve tamamen bağlantı koparılmadan açık alana tranferi yapılır. Doğal olmayan bir görüntü ve dikiş izlerinin belirgin olması nedeniyle çok kullanılan bir yöntem değildir.

 

Makrogrefting Yöntemi

Kafa derisinin arka bölgesinden alınan bütün flep 15-20 saç teli bulunan makrofleplere bölünür ve açık bölgeye nakledilir. Doğal olmayan bir sonuç ortaya çıktığından artık çok sık olarak kullanılmamaktadır.

 

 

CERRAHİ OLMAYAN SAÇ EKLEME YÖNTEMLERİ

Cerrahi olmayan saç ekleme yöntemleri farklı adlar alabilir: peruk, tepe saçı, saç eklentisi, saç protezi, vs. Bu malzemeleri varolan saçlara ya da kafa derisine tutturmak için kullanılar çeşitli yöntemler mevcuttur:
Varolan Saça Ekleme: Eklenecek saç malzemesinin varolan saçlara sıkıca bağlanması esasına dayanan tekniğe genel olarak saç dokuması denir. Altı-sekiz haftada bir yeniden sıkılaştırılmalıdır.
Deriye Yapıştırma: Saç iki taraflı bantlar veya özel yapıştırıcılar yardımıyla yapıştırılabilir. Bu tekniğin temel problemi peruğun kolayca çıkabilmesidir.

YAPAY SAÇ TELLERI VE SEW-ON’LAR
 Sew-On olarak anlandırılan sistem peruğun saçsız deriye cerrahi dikişle tutturulması yada demetler halindeki yapay saç tellerinin saçsız kafa derisine ekilmesidir. Bu yöntemler A.B.D.’de ve pek çok ülkede yasaklanmıstır. Uygulanan cerrahi dikişlerin deride kronik enfeksiyona yol açma riski çok yüksektir.

SAÇ SEYRELMESİNİ KAMUFLE EDEN KOZMETİK YÖNTEMLER

Kısa saçlar daha gür görünür.Saçı açık bir renge boyamak deri ile saç arasindaki kontrastı azaltır.Sprey, krem veya toz halinde satılan bazı kozmetik ürünler saçın altındaki deriyi boyayarak, saçla arasındaki kontrastı azaltmaktadirlar.

PERUK, PROTEZ VE SUNİ SAÇ

Saçların uzun ve yorucu bakım gerektirmesi,  cildin hava temasının kesilmesi yada azalması, saçlı derinin temizlik işlemlerinin yapılamaması, protezlerde kullanılan yapışkan maddelerin cilde verdiği zarar, cildin enfeksiyon kapma riski mevcuttur.

İMPLANT YÖNTEMİ

 Poliamid yapay fibre implantı (suni saç nakli) androjenik alopezi ve diğer bazı saç dökülme problemi olan kişilerde uygulama kolaylığı ve hemen sonuç alınabilmesiyle diğer bazı yöntemlere üstünlük sağlamıştır.
Bu yöntemin uygulanabilmesi için uygun hasta, doğru teknik ve ekim sonrasında protokole uyma zorunluluğu vardır. Bu teknik kullanılmadan önce 100 saç teli kadar ön ekim yapılmalı, yabancı cisim reaksiyonunun oluşup oluşmayacağı iyice araştırılmalıdır. Ekilen suni saçın uzamaması, enfeksiyon riski, daha pahallı bir yöntem olması ve yabancı cisim reaksiyonu oluşması gibi sakıncaları vardır. 

SAÇ DÖKÜLMESİ İÇİN DOĞAL TEDAVİLER

Haklarındaki bilgilerin kısıtlı olduğu birçok tedavi saç dökülmesi için önerilmiştir.Bunlarla ilgili yapılan çalışmalar  çok sınırlı olduğu için  sonuçları hakkında da yeterli bilgi yoktur. 

YILAN YAĞI: %40'ı yılan yağı olan ve doğal maddelerden yapılmış yılan yağı saç dökülen alana sürülüp 3 saat sonra yıkanıyor

ÇİNKO:Çinko aynı zamanda çok etkili bir anti-androjen olan bir vitamin-mineraldir. Çinko, B6 vitaminiyle birlikte kullanıldığında 5 alfa-redüktaz enzimini bloke ederek testosteronun DHT’ye dönüşmesini engeller. Ne var ki çinkonun androgenetik saç dökülmesine karşı etkinliğini ortaya koyan çok az sayıda araştırma mevcuttur.Propecia gibi başka 5 alfa-redüktaz inhibitörleriyle karşılaştırıldığında çinko çok daha güvenlidir, çünkü çinko vücudumuzda zaten bulunmakta olan bir vitamindir ve yan etkisi yoktur.

SAW PALMETTO:Cüce Amerikan hurması olarak da bilinen palmiye türü bir ağacın meyvelerinden elde edilen özütü, tablet haline getirilmiştir. Anti-androjen olarak bilinmektedir. Saç dökülmesi tedavisindeki etkinliğini kanıtlamaya yönelik bir çalışma yok

RADIX:Cinsiyet hormonlarının kanda taşınabilmesini sağlayan bir proteinin aktivitesini ve testosteron bağlama özelliğini etkileyen bir bitki türüdür.

B6 VITAMİNİ:Çalışmalar çinko ile birlikte kullanılan B6 vitamininin testosteronun ciltte DHT’ye dönüşmesini engellediğini göstermektedir. Bu nedenle bu ikilinin akne ve androgenetik saç dökülmesi gibi androjenlere bağlı durumların tedavisinde etkili olduğu söylenmektedir.

BALKABAĞI ÇEKİRDEĞİ YAĞI:Amerika’da yetişen bir tür bal kabağı türü olan (Pumpkin) çekirdeğinden çıkarılan yağ kullanılmaktadır. Anti-androjen etkiye sahiptir. Saç dökülmesi tedavisinde kullanılır.

YEŞİL ÇAY (Camelia sinensis):Japonya ve bazı Asya ülkelerinde oldukça boldur. Günlük kullanımı son derece yaygındır. Yeşil çayın bir çok hastalığa iyi geldiği bilinmektedir. Bu yüzden çok iyi araştırılmıştır.Yeşil çayın yağı anti-androjenik etkiye sahip olduğunu öne sürmektedirler. Bu iddia sayesinde, etkinliğini doğrudan ispatlayan hiçbir çalışma olmamasına rağmen yeşil çay androgenetik saç dökülmesinin popüler tedavilerinden biri haline geldi. Yeşil çay içeren bazı şampuanların saça ve deriye faydalı olduğu söylenmektedir.

Proanthocyanidins: Üzüm  ekstresinden elde edilen bu madde saç folikullerini uyarmaktadır.

 
SAÇLARDA BEYAZLAŞMA
Saç beyazlaması muhtemelen genetik nedenlerden oluşur. Bazı hastalıklar (pernicious anemia, hiper/hipo-tiroidizm, osteopeni, progeri ve pangeri ,savunma sistemi bozuklukları yapan durumlar, protein eksikliği, koroner kalp hastalıkları, B12 eksikliği yapan barsak hastalıkları, mantar hastalıkları ) ilaç kullanımı sigara erken dönemde beyazlaşmalara neden olabilir. Normalde saçlar ortalama 34 (+/- 9) yaşlarında beyazlar. Werner’s sendromu Böök’s sendromu Cri-du-chat sendromu Griscelli hastalığı nörofibromatozis ve tuberos sklerozis erken beyazlaşmanın görülebildiği durumlardır. Vitiligo ve amelanotik nevüsler saçlarda beyaz alanlara neden olabilir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder