Saçlar insanlarin
kişiliklerini ifade edebilmek ve cinsiyetlerini ortaya
koymak icin bir araç olabilir. Kılların koruma, ısı kaybını önleme veya
kamuflaj gibi görevleri artık insanlar için pek önemli değildir.
Saçın normal ve sağlıklı görünümü, sosyal ve kişisel ilişkilerde
önemlidir. Kıllar sadece biyolojik olarak değil, aynı zamanda
psikolojik yönleri ön plana çıkmıştır. Belirli saç modelleri sosyal
grupları, kişisel veya sosyal bir tavrı, hatta sadece bir duyguyu
ifade etmek veya karşı cinsin dikkatini çekmek için
kullanılmaktadır. Kadınlar için yüz veya vücutlarındaki aşırı
kıllanma ne kadar can sıkıcı bir durumsa, erkekler için de sakal,
saç ve vücut kıllarının olmaması veya dökülmesi o kadar sıkıntı
kaynağı olabilir.
Kılların kalınlığı, rengi, yoğunluğu ve karakter özellikleri ırklara, yaşa, cinse ve bulunduğu yere göre değişir. Bir erişkin vücudunda ortalama 5 milyon kıl bulunur. Kafa derisini kaplayan kılların sayısı ise 100.000 ile 150.000 arasında değişir Yeni doğan bir bebeğin kafa derisinin santimetre karesinde 1.100 saç kökü bulunur. Sarışınlarda siyah saçlılara göre daha fazla saç sayısı mevcutken kızıl saçlılarda bu sayı daha da azdır. 25 yaşındaki bir insanda bu sayı 600'e düşer. 30-50 yaşları arasındaki saç yoğunluğu santimetre karede 250-300 civarındadır. Saç, bir ayda normal olarak 6-12 mm uzar. İnsan saçı "saç büyüme döngüsü olarak bilinen sürekli bir büyüme ve dinlenme,dönemleri ile büyür.
Siklusun üç fazı vardır:
Kılların kalınlığı, rengi, yoğunluğu ve karakter özellikleri ırklara, yaşa, cinse ve bulunduğu yere göre değişir. Bir erişkin vücudunda ortalama 5 milyon kıl bulunur. Kafa derisini kaplayan kılların sayısı ise 100.000 ile 150.000 arasında değişir Yeni doğan bir bebeğin kafa derisinin santimetre karesinde 1.100 saç kökü bulunur. Sarışınlarda siyah saçlılara göre daha fazla saç sayısı mevcutken kızıl saçlılarda bu sayı daha da azdır. 25 yaşındaki bir insanda bu sayı 600'e düşer. 30-50 yaşları arasındaki saç yoğunluğu santimetre karede 250-300 civarındadır. Saç, bir ayda normal olarak 6-12 mm uzar. İnsan saçı "saç büyüme döngüsü olarak bilinen sürekli bir büyüme ve dinlenme,dönemleri ile büyür.
Siklusun üç fazı vardır:
1. Büyüme fazı (Anagen); 2-8 yıl sürer ve ayda ortalama 1cm uzar. Anajen (büyüme) evresi saçın yaşam döngüsünün %90'ını oluşturur ve 1.000 gün veya daha fazla sürer. Yaklaşık 15 gün süren katajen (ara) ve yaklaşık 100 gün süren telojen (dinlenme) evreleri ise geri kalan %10'luk bölümü oluştururlar. Bu, herhangi bir zamanda, saçların %10'unun ara ve dinlenme evrelerinde olduğu, dolayısıyla uzamadığı anlamına gelir
2. Degradasyon fazı (Katagen); 2-4 hafta sürer. Büyüme evresinin sonunda saç kökleri kendilerini dinlenme evresine hazırlarlar. Saç kökünün büyüme döneminden dinlenme dönemine geçiş yaptığı bu aralığa katajen evresi denir. Katajen evresinde saç kökü en dip bölgelerinden başlayarak kendi içine çöker.
3. Dinlenme fazı (Telogen). Bu, saç kökünün dinlenme evresidir. Yaklaşık 3-4 ay süren bu dönem sonunda saç, kökünden ayrılır ve düşer. Bu evrenin sonunda bu saç telinin ayrıldığı yerden yeni bir saç çıkar ve böylelikle yeni bir döngü başlar.
NORMAL SAÇ DÖKÜLMESİ:
Saçlar yaşam döngülerinin
sonunda kendiliğinden veya dış etkilerle (tarama, yıkama, fırçalama)
dökülür. Dinlenme evresinde saçın, köküyle olan bağlantısı gevşer ve
saç kökü cilt yüzeyine doğru ilerler. Bu sürecin sonunda saç teli
düşer. Bu şekilde her gün 50-150 arası saç telinin dökülmesi
normaldir.
Takip eden günlerde saç
kökü, dökülenin yerini almak üzere yeni bir saç çıkarır. Yeni doğan
bebeklerin ilk birkaç gününde görülen ani saç dökülmesi veya hamile
bir kadında doğumun hemen ertesinde görülen yaygın saç dökülmesi
büyük hastalık ve ameliyatlardan 3-4 ay sonra aşırı saç dökülmesi
normaldir. Erişkinliğe doğru düz ön saç çizgisinin kaybolması da
fizyolojik saç dökülmesi olarak kabul edilir, fakat bu saç dökülmesi
geri dönüşümlü değildir.
Muayene Yöntemleri
Biyopsi, Saç Çekme, Saç Koparma, Saç Büyümesinin Ölçülmesi,
Fototrikogram
Klinik değerlendirmede androjenik
alopesinin değerlendirilmesinde kullanılır. Telojen saç yüzdesinin
%10 dan az ve kıl yoğunluğunun 180-200 adet/cm2 den az olması erken
saç kaybını gösterir.
Polarize ışık ile inceleme
Mikroskop altında saçın
incelenmesidir. Burada özellikle genetik saç bozuklukları
görülebilir. Basit yöntemdir ancak saç kökü hakkında direkt bilgi
verir.
SAÇ DÖKÜLME TİPİ
Saç dökülmesinin en sık sebeplerinden biri telogen
effulium diğeri androjenik alopesidir. Hormonal problemler saç
dökülmesine neden olabilir. Eğer tiroid beziniz az yada çok
çalışıyorsa, saç kaybı olabilir. Bu saç kaybı tiroid tedavisi ile
geri dönüşümlüdür. Saç kaybı erkek (androjen) yada kadın
(östrojen) hormonlarındaki düzensizlik ile de görülür.
ANDROJENİK ALOPESİ
Androjenler (testosteron, dihidrotestosteron) saç büyüme siklusu'nun en önemli kontrol faktörleridir. Androgenetik saç dökülmesi tüm dünyada erkek ve kadınlarda en sık görülen saç dökülmesi tipidir. Androjenik saç dökülmesi veya kellik, ya da erkek tipi saç dökülmesi olarak da adlandırılır. Androjenler, sakal, bıyık, koltukaltı ve pubis kılları için gereklidir. Saç kılının büyümesi androjene bağımlı değildir fakat androjenlererkek ve kadın tipi saç dökülmesinde rol alırlar.Erkek tipi saç dökülmesinde kalıtsal gen geçişi esastır. Erkek tipi saç dökülmesi olan erkeklerde saç kaybı, ergenliğe geçiş sonrası androjenlerin yükselmesi ile herhangi bir zamanda başlayabilir. Androgenler normal miktarda bile olsalar eğer saç dökülmesi geni mevcutsa, erkek tipi saç dökülmesi oluşacaktır. Genellikle ilk değişiklik şakak ve alın köşe bölgelerindeki gerilemedir. Sadece şakak ve alın köşe bölgelerindeki gerileme ile kalan daha ileri safhalara geçmeyen erkekler de vardır.
Saç kaybının yaş artışı ile sınırlanma eğilimine rağmen, erken yaşta erkek tipi saç dökülmesi olan erkeklerde saç kaybının miktarı ve gidişinin öngörülebilmesi mümkün değildir. Genel olarak, saçlarını 20'li yaşlarında kaybedenlerde, saç dökülmesinin ileri derecede olacağı söylenebilir. Bazı erkeklerde, erkek tipi saç dökülmesi'nin başlaması 40'lı yaşlara kadar gecikebilir. Hatırlamada kolaylık olarak genellikle yaş ile dökülme yüzdesi rakamı karşılaştırılabilir. Bu oran kullanılarak 50'li yaşlarındaki bir erkekte %50 oranında değişen derecelerde erkek tipi saç dökülmesi görülmesi beklenebilir. Kadınlar için bu oran %40 dır.
Kadın tipi saç dökülmesi erkek tipi saç dökülmesinden farklıdır.Genellikle erkeklerden daha geç yaşta, yirmili yaşların sonu ile kırklı yaşlar arasında, görülür. Genellikle, doğum kontrol hapı kullanımı, doğum sonrası, menapoz dönemi civarı ve menapoz sonrası gibi hormonal değişiklik zamanlarında görülür. Alın köşelerinde açılma (gerileme) erkeklere oranla çok az görülür. Kadınlarda saç çizgisi genellikle yerini korur. Erkeklerdeki gibi tüm saçlı deride saç dökülme riski vardır. Erkeklerdeki önden açılmaya zıt olarak kadınlarda genel bir seyrelme görülür. Kadınlarda da erkeklerdeki kadar sık görülmektedir. Kadınlardaki saç kaybı özellikle menapoz döneminde belirginleşir. Androgenler, erkeklerde saç kaybı oluşturan aynı mekanizma ile kadınlardaki saç kaybından sorumludur. Kadınlar, overler ve adrenal bez ile az miktarda androgen üretirler. Overler ve adrenal bez dışında androgenlere dönüştürülen önhormonlar da overlerde oluşturulur. Kadınlar, kadın tipi saç dökülmesi nedeni ile nadiren bir bölgede saçlarının tamamını kaybederler. Eğer kaybederler ise sebep olarak altta yatan patolojik bir başka neden aranmalıdır. Kadında, içinde etkilenmeyen saç bölgeleri olan, saç folikülü minyatürizasyonu gelişimi daha nadirdir. Normal kalınlıktaki saçlar, ince, küçük çaplı saçlarla karışık olarak bulunur.
Sonuç; total saç kaybından ziyade saç yoğunluğunda azalmadır. Saç büyüme siklusu erkeklerdeki gibi etkilenir. Büyüme (anagen) fazı kısalarak kısa saçlarda artış ve dinlenme (telogen) fazı artarak saç seyrekliği görülür. Saç kaybının, anormal hormon azlığı ya da fazlalığından olduğu düşünülüyorsa, hormon seviyeleri ölçülmelidir.
TELOGEN EFFLUVİUM
Telogen effluvium, uzun bir dönem içinde saçta yaygın olarak görülen incelme ve dökülmedir. Normalde saçların çoğu anagen fazda iken %15'i gerileme fazındadır. Bu tip etkenler saç siklusunu bozarlar. Saç anagen (büyüme) döneminde iken durur ve telogen (gerileme) faza geçer. Bir kaç ay içinde de saç dökülür. Uzun süreli ciddi bir enfeksiyon, bir ameliyat veya psikolojik ağır bir stresden 2-3 ay sonra meydana gelen yaygın saç dökülmesi vardır. Bu dökülme özellikle kadınlarda doğum yaptıktan sonra görülen ani hormon değişikliklerine de bağlı olabilir. Kemoterapi,kansızlık, tiroid hastalıkları,ağır diyetler, demir veya çinko eksikliği, bazı ilaçlar, zehirlenmeler, düşük radyasyon bu tip bir dökülmeye neden olabilir. Nedenin saptanması ve tedavi uygulanmasından birkaç ay sonra saçlar normale dönebilir.
İlaçlara bağlı: Antimitotikler Heparin Karbimazol İsotretionin Beta blokerler Amfetaminler Warfarin Propiltiourasil Vitamin A Etretinate Levodopa Talyum
Yetersiz beslenme:
Anormal yeme alışkanlıkları ağır proteinden fakir dietlerlerin
ardından vücudun tolere edebileceği 2-3 ay sonrası saç dökülmesi
ortaya çıkar. Protein eksiklikleri dışında emilim bozukluğu,yetersiz
alımı veya kanamaya bağlı demirin eksikliği ve çinkonun yetersiz
alımı dökülmeye sebep olabilir.
Gebelik ve Doğum Kontrolü:
Gebelikden veya yeni başlanan bir doğum kontol hapından
2-3 ay sonrasında saç dökülmeleri hormonal değişikliklere
bağlı olarak görülebilir
ANAGEN EFFLUVİUM
Tüm kemopterapi ajanlarının az dozlarda telogen effluvium yaparken
daha yüksek dozlarda anagen effluviuma neden olurlar. Kolşisin
kullanımı, insektisid zehirlenmeleri, arsenik, borik asid ve bazı
bitki zehirleri, radyasyon, çok ciddi açlıklar anagen
effluviuma neden olur. Bu dökülme tipinde saç anagen dönemde tahrip
olarak telogen dönemi atlar ve ani çok fazla %90 lara varan saç
kaybı ortaya çıkar.
ALOPESİ AREATA
Hastalarda genellikle madeni para
büyüklüğünde, yani 2.5 santimetre çapında bir veya daha fazla
dairesel alanda saç dökülmesi görülür.Herhangi bir alanda saç kaybı
oluşturabilen, tekrarlayıcı bir hastalıktır.
En çok her iki cinsten genç ve orta yaşlı erişkinlerde görülür.
tüm saçların kaybına kadar ilerleyebilir (alopecia totalis). Çoğu
vaka kendiliğinden iyileşir. Bu hastalığın nedeni tam olarak
bilinmese de, bu saç dökülmesinden, yalnızca saçları etkileyen bir
otoimmün süreç sorumlu tutulmaktadır. Hastalar, hastalık nedeni
olarak sıklıkla stres ve kaygıyı suçlarlar.
ÇEKİLMEYE BAĞLI SAÇ DÖKÜLMESİ
(TRACTİON ALOPECİA)
Traction Alopecia saç foliküllerinin kronik çekilmesi ile oluşur. Sıklıkla kadınlarda, saçları sıkıca bağlama ve benzeri uygulamalar ile oluşur. Genellikle saç çizgisi boyunca oluşur. Trichotillomania, bir grup akıl hastalığında (compulsive), hastaların saçlarını çekip kopartması ile oluşan, sıklıkla acaip şekilde görünen bir saç kaybı tipidir.
Traction Alopecia saç foliküllerinin kronik çekilmesi ile oluşur. Sıklıkla kadınlarda, saçları sıkıca bağlama ve benzeri uygulamalar ile oluşur. Genellikle saç çizgisi boyunca oluşur. Trichotillomania, bir grup akıl hastalığında (compulsive), hastaların saçlarını çekip kopartması ile oluşan, sıklıkla acaip şekilde görünen bir saç kaybı tipidir.
MANTAR ENFEKSİYONLARI
Bazı mantar enfeksiyonları
kızarıklık pullanma yama şeklinde çocuklarda saç dökülmelerine
sebep olacaktır.İlaç tedavisi sonrası saç tekrar çıkar.
NEDBE DOKUSU NEDENİ İLE SAÇ DÖKÜLMESİ
Tüm nedbe dokusu oluşturan sebepler saç folikülüne de hasar verebilir ve saç dökülmesine neden olur. Oluşan saç dökülmesi kalıcıdır, geriye dönmez. Nedbe dokusu oluşturarak saç dökülmesine sebep olan hastalıklar şunlardır:
Primer veya sistemik deri hastalıkları Cutenous Lupus, Liken Planus, Folliculitis, Follikülitis Dekalvans, Pseudo pelade, Linear Skleroderma , Lupus Eritematosus, Sarkoidozis, Deri metastazı, Morfea, Liken sklerosus, Amiloidosis, Graft versus host reaksiyonu, Pemfigoid (skatrisyel) Genetik hastalıklar Darier hastalığı, Keratosis follikülaris, spinulosa dekalvans, Kondrodisplazi punktata (X'e bağlı dominant form) Epidermolizis bülloza, İktiyozis, Inkontinesiya pigmenti
Tüm nedbe dokusu oluşturan sebepler saç folikülüne de hasar verebilir ve saç dökülmesine neden olur. Oluşan saç dökülmesi kalıcıdır, geriye dönmez. Nedbe dokusu oluşturarak saç dökülmesine sebep olan hastalıklar şunlardır:
Primer veya sistemik deri hastalıkları Cutenous Lupus, Liken Planus, Folliculitis, Follikülitis Dekalvans, Pseudo pelade, Linear Skleroderma , Lupus Eritematosus, Sarkoidozis, Deri metastazı, Morfea, Liken sklerosus, Amiloidosis, Graft versus host reaksiyonu, Pemfigoid (skatrisyel) Genetik hastalıklar Darier hastalığı, Keratosis follikülaris, spinulosa dekalvans, Kondrodisplazi punktata (X'e bağlı dominant form) Epidermolizis bülloza, İktiyozis, Inkontinesiya pigmenti
Tümörler Bazal hücreli karsinom, Adneks tümörleri, Yassı hücreli karsinom* Hemanjiom, Lenfoma, Metastatik karsinom Infeksiyon hastalıkları Lepra, Tersiyer sifiliz, Zoster, Dermofitler, Fronkül, Karbonkül,, Lupus vulgaris,* Perifollikulit
Fiziksel hasar
İyonizan ışın,
Termal yanık, Kimyasal hasar,
Mekanik
travma saça uygulanan kimyasal işlemler. Aşırı güneş ve tuzlu su
(sörfçü saçı)
ALOPESİNİN İLAÇ TEDAVİSİ
Burada anlatılan tedaviler
yanlızca bilgi amaçlıdır. Sizi muayene ederek değerlendirecek
ve uygun tedaviyi buna göre verecek olanlar Dermatoloji ve Plastik
cerrahi uzmanlarıdır. Bilinçsizce, uzmanların kontrolü dışında
yapılan tedaviler geri dönüşümsüz kötü sonuçlar doğurabilir.
* Saç dökülmesinde doğru tanı ve tedavi yapılsa da dökülme 3-4 ay
daha devam edebilir. Tedavide sabırlı olmak gerekir.
Telogen effluvium gibi saçların inceldiği ve döküldüğü
durumların nedenlerinden biri saçların yeterince beslenememesidir.
Saçlar kan dolaşımı vasıtası ile yanlızca diplerinden beslenir.
Dışarıdan yapılan krem losyon gibi uygulamalar çoğunlukla geçici bir
etki gösterecek ya da yeterli olmayacaktır. Saç bakım ürünleri bir
süre saçların iyi görünmesini sağlayabilir.Bunun dışında kalıcı bir
fayda sağlamazlar.Saçınız için gerekli maddeleri ağız yolu ile
alabilirsiniz.Saç dökülmesinde
tedavi seçenekleri nedene yönelik olmalıdır. Örneğin demir eksikliği
varsa önce bu tedavi edilmelidir. Kalsiyum,demir,selenyum,
çinko, p-aminobenzoik asit, keratin, sistin ve tiamin gibi
maddelerin ağız yoluyla alımı gerekli olabilir.
Piyasada saç dökülmesi için üretilmiş çok sayıda ilaç vardır ama ne yazıkki bu güne kadar FDA onaylı yalnızca iki ilaç Propecia ( Finasterid-DHT-inhibitor) ve Rogaine ( minoxidil). üretilebilmiştir. Bu ilaçlarda başka amaçlı araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır ve dökülen, tamamen yok olan saçlar üzerinde etkili değildirler.Yanlızca androjenik alopeside etkilidirler. Dökülmekte olan cansız saçları kuvvetlendirir, saç dökülme hızını yavaşlatır ve kısa dönem önce dökülmüş hala ölmemiş olan kıl köklerinden saç çıkmasını sağlar.
Piyasada saç dökülmesi için üretilmiş çok sayıda ilaç vardır ama ne yazıkki bu güne kadar FDA onaylı yalnızca iki ilaç Propecia ( Finasterid-DHT-inhibitor) ve Rogaine ( minoxidil). üretilebilmiştir. Bu ilaçlarda başka amaçlı araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır ve dökülen, tamamen yok olan saçlar üzerinde etkili değildirler.Yanlızca androjenik alopeside etkilidirler. Dökülmekte olan cansız saçları kuvvetlendirir, saç dökülme hızını yavaşlatır ve kısa dönem önce dökülmüş hala ölmemiş olan kıl köklerinden saç çıkmasını sağlar.
Finasteride(Propecia®)
5-alfa-redüktaz enzim baskılayıcısı etkisi ile androjen blokeri olan Finasteride(Propecia) günde 1 mg olarak hastalar tarafından kullanılabilinir. Finasteride 5-alfa-redüktazi baskılayarak DHT (dehidrotestesteron)'un duyarlı saç köklerini yok edici etkisini ortadan kaldırmakta, saç döngüsünü uzatmakta ve incelmiş, keratin tabakası zarar görmüş saçları uzun süre kullanımda canladırmaktadır. % 1-3 arasında seksüel aktiviteyi kısıtlayıcı yan etkisi rapor edilmiştir. Finasteride kullanımı kesildiğinde saçlarin yine cansız,incelmiş yapisina geri döndüğü de bilinmektedir.Kadınlarda ve çocuklarda kullanılmıyor.Gebelerde teratojenik etki gösterebiliyor.Yıllık kullanım bedeli yaklaşık 600 dolar civarında
Minoxidilin (Rogaine®)
Minoksidil normalde hipertansiyon tedavisi için tıpta kullanılan ama yan etkisi hipertirikoz(kıllanma) olan bir ilaçtir.Biyolojik cevap düzenleyicisi olan Minoxidil androgenetik saç dökülmesi nedeniyle küçülmüş olan kıl köklerini büyütür ve yeniden güçlendirir. Ayrıca kılların büyüme fazını uzatarak, belli bir uzunluga gelmeden dökülmesini engeller. Damar genişletici etkisi ile saçlı derideki kan akımını artırdığı veya direkt bir etki gösterdiği tartışılmalıdır. %2 ve %5’lik konsantrasyonlar halinde piyasada mevcuttur. Erkekler için %5 ve %2 lik solusyonların herikisi de kullanabilir, kadınlarda ise %2 lik solusyon önerilmektedir. Minoxidil su, alkol ve glycol karışımının içinde, saçsız bölgeye sürülen bir losyon olarak kullanılmaktadır. Bazı ilaçlarla birlikte, Bazı beslenme bozukluklarında, kanser tedavisi sırasında, hipotrioidide, hamilelikte ve emziren kadınlarda,50 yaşın üzerinde kullanılması sakıncalıdır. Minoxidil istenmeyen bölgelerde de kıllanma yapabilir. Alın bölgesinde değil, tepe bölgesindeki saç dökülmelerinde daha etkili olduğunu bilinmektedir. İlac en az 4 ay kullanılmalıdır.İlk aylarda dökülmeyi arttırabilir. Ancak kullanılmaya devam edildiğinde dökülme duracaktır. Minoxidilin mevcut saçların dökülmesini önleyici ve zayıf olanları kuvvetlendirici bir etkisi vardır. Ancak ilaç bırakıldığında saçlar yine eski haline dönmektedir Yıllık kullanım bedeli 300 dolar civarında (muadilleri kullanılırsa 150 dolar) 35 yaşın üzerindeki kadınlarda görülen androjenik alopeside ilk seçenek olmalıdır. Bir yıl sonra cevap alınmazsa spironolakton eklenebilir.
Spironolakton (Aldactone® )
Birincil olarak saç dökülmesi
tedavisi için önerilen bir ilaç değildir.Yüksek tansiyon tedavisinde
kullanılır. Ancak bazı sınırlı sayıda araştırmalarsa saç dökülmesini
önlediği tespit edilmiştir.
Azeleik Asit (Azelderm®, Skinoren® )
Azelaik piyasada %20lik krem
formunda bulunan ve sivilce tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Yan
etki olarak kıllanmayı artırdığı tespit edildiğinden saç dökülmesi
tedavisinde de kullanılmaya başlanmıştır. Yan etki olarak deride
döküntü, dermatit ve deri renginde açılma gibi aşırı duyarlılık
reaksiyonları gözlenmektedir.
Cimetidine (Ulkamet® )
Cimetidine mide asit salgısını
azaltığı için ülser tedavisinde kullanılır. Yan etki olarak
kıllanmayı artırır.
Tretinoin (Retin-A® )
Tretinoin akne ve bazı baska cilt
hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Bu endikasyonlarının
yanında saçın damarsal ve hücresel gelişmesini sağladığı için
saçsızlık tedavisinde de kullanılabilir.Yan etki olarak deri
renginde değişiklik ve derinin ışığa hassasiyetine neden olur.
Ketokonazol (Nizoral® Ketoral® Fungoral® )
Ketokonazol mantar
enfeksiyonlarında kullanılan bir ilaçtır. Krem, şampuan ve tablet
formları vardır. Krem veya şampuan formlarını saça herhangi bir
etkisi yoktur. Tablet formunun ise testosteron üretimini azaltıcı
anti-androjen etkiye sahip oldugu bilinmektedir. Aşırı kullanım ve
hassasiyet sonucu karaciger yetmezligi yapabilir.
Diane 35®
Bir doğum kontrol hapıdır.
Cyprotereone acetate içerir
Vücutta kıllanma yapar.
Kadınların vücudunda az miktarda bulunan erkeklik hormonlarını bloke
eder. 35 yaş öncesi androjenik saç dökülmesi olan kadınlarda
ethinyl estradiol ve
bu ilaç kullanılabilir.
Sarılık, migren, kaşıntı gibi yan etkileri vardır
Flutamide (Eulexin® Endraxan® Flutamida Gador®)
Prostat kanseri gibi bazı
hastalıkların tedavisi için geliştirilmiş bir ilaçtır. Hücrelerde
androjen moleküllerinin bağlanmasını engeller.
SADBE ( Squaric Acid Dibuttyl Ester)
Haricen uygulandığında hastaların bu cilt bölgesinde allerjik
kontakt dermatit oluşturan bir maddedir. Diğer tedavilere dirençli
Alopeci areata hastalarının tedavisinde denenmiştir. Hastaların üçte
birinden yanıt alınmıştır.
CERRAHİ TEDAVİLER
İlk saç nakli 1822 tarihinden günümüze
kadar saç nakilleri yapılmıştır.Son yıllarda mikrocerrahi
yöntemleri kullanılmaya başlanmıştır. Daha önce kullanılan
yöntemler oldukça zor ve ağır operasyonlarken son yıllarda
geliştirilen yöntemlerle daha hafif, komplikasyon riski olmayan
ve doğal görüntü oluşturan teknikler
ortaya koymuştur:
Günümüzde
en sık olarak uygulanan cerrahi yöntem strip
excision
(şerit operasyonu) olarak bilinen, başın saçlı bölgesinden
10-12 cm uzunluğunda, 1-3 cm genişliğinde makrograft alıp, bu
makrograftin içinde yer alan saç köklerini laboratuar
koşullarında mikroskoplar yardımıyla ayırıp, başın saçsız
bölgesine naklederek yapılan operasyonlardır. Strip operasyonu
ile alınan makrogreftin bıraktığı büyük boşluk dikişle
kapatılmaktadır.
FUE ve FIT
Dünyada
uygulanan
son saç ekimi teknikleri olan Follicular Unit Extraction yani FUE
ve Follıcular Isolation Technique yani FIT
hem saçı alırken hem de
alınan saçı ekerken doğal sonuçlar üreten saç ekimi
girişimleridir. Özel
iğnelerle başın ve gövdenin saç bulunan bölgelerindeki saç köklerini
, uygulanan bölgede yara izi bırakmadan tek tek çıkararak ve
elde edilen saç köklerini yine çapı çok ince iğnelerle ekime
dayanır, bıçak dikiş kullanılmaz ve komplikasyon çok daha
azdır.Ayrıca vücudun diğer kılları da ekim için kullanılabilir.
Kafa Derisi Gerdirme ,esnetme ve çekme
Bu
yöntem kafa derisindeki açık alanın küçültülmesi amacıyla
uygulanır.. Açık alanı yeterince küçültebilmek için 3-5 ay aralarla
bir kaç defa tekrarlanmalıdır. Alan yeterince küçülünce kalan
bölgeye saç ekimi yapılır.
Esnetme ve çekme yönteminde
ise Ekspender yardımıyla saçlı bölgenin kafa derisi genişletilir.
Daha sonra açık alan çıkartılarak genişletilen saçlı bölge
karşılıklı olarak dikilir. Bu yöntemde kafa derisine yerleştirilen
balonlar zaman zaman belli aralıklarla şişirilir. Bu iştenmeyen bir
görünüm oluşturabilir.
Flep Yöntemi
Bu yöntem ile dökülme olasılığı
az olan bölgeden bir parçanın kaldırılarak damar yapısı bozulmadan
ve tamamen bağlantı koparılmadan açık alana tranferi yapılır. Doğal
olmayan bir görüntü ve dikiş izlerinin belirgin olması nedeniyle çok
kullanılan bir yöntem değildir.
Makrogrefting Yöntemi
Kafa derisinin arka bölgesinden
alınan bütün flep 15-20 saç teli bulunan makrofleplere bölünür ve
açık bölgeye nakledilir. Doğal olmayan bir sonuç ortaya çıktığından
artık çok sık olarak kullanılmamaktadır.
CERRAHİ OLMAYAN SAÇ EKLEME YÖNTEMLERİ
Cerrahi olmayan saç ekleme
yöntemleri farklı adlar alabilir: peruk, tepe saçı, saç eklentisi,
saç protezi, vs. Bu malzemeleri varolan saçlara ya da kafa derisine
tutturmak için kullanılar çeşitli yöntemler mevcuttur:
Varolan Saça Ekleme:
Eklenecek saç malzemesinin
varolan saçlara sıkıca bağlanması esasına dayanan tekniğe genel
olarak saç dokuması denir. Altı-sekiz haftada bir yeniden
sıkılaştırılmalıdır.
Deriye Yapıştırma:
Saç iki taraflı bantlar
veya özel yapıştırıcılar yardımıyla yapıştırılabilir. Bu tekniğin
temel problemi peruğun kolayca çıkabilmesidir.
YAPAY SAÇ TELLERI VE SEW-ON’LAR
Sew-On olarak anlandırılan
sistem peruğun saçsız deriye cerrahi dikişle tutturulması yada
demetler halindeki yapay saç tellerinin saçsız kafa derisine
ekilmesidir. Bu yöntemler A.B.D.’de ve pek çok ülkede
yasaklanmıstır. Uygulanan cerrahi dikişlerin deride kronik
enfeksiyona yol açma riski çok yüksektir.
SAÇ SEYRELMESİNİ KAMUFLE EDEN KOZMETİK YÖNTEMLER
Kısa saçlar daha gür görünür.Saçı
açık bir renge boyamak deri ile saç arasindaki
kontrastı azaltır.Sprey,
krem veya toz halinde satılan bazı kozmetik ürünler saçın altındaki
deriyi boyayarak, saçla arasındaki kontrastı azaltmaktadirlar.
PERUK, PROTEZ VE SUNİ SAÇ
Saçların uzun ve yorucu bakım
gerektirmesi, cildin hava temasının kesilmesi yada azalması,
saçlı derinin temizlik işlemlerinin yapılamaması, protezlerde
kullanılan yapışkan maddelerin cilde verdiği zarar, cildin
enfeksiyon kapma riski mevcuttur.
İMPLANT YÖNTEMİ
Poliamid yapay fibre implantı
(suni saç nakli) androjenik alopezi ve diğer bazı saç dökülme
problemi olan kişilerde uygulama kolaylığı ve hemen sonuç
alınabilmesiyle diğer bazı yöntemlere üstünlük sağlamıştır.
Bu yöntemin uygulanabilmesi için
uygun hasta, doğru teknik ve ekim sonrasında protokole uyma
zorunluluğu vardır. Bu teknik kullanılmadan önce 100 saç teli kadar
ön ekim yapılmalı, yabancı cisim reaksiyonunun oluşup oluşmayacağı
iyice araştırılmalıdır. Ekilen suni saçın uzamaması, enfeksiyon
riski, daha pahallı bir yöntem olması ve yabancı cisim reaksiyonu
oluşması gibi sakıncaları vardır.
SAÇ DÖKÜLMESİ İÇİN DOĞAL TEDAVİLER
Haklarındaki bilgilerin kısıtlı olduğu birçok tedavi saç dökülmesi için önerilmiştir.Bunlarla ilgili yapılan çalışmalar çok sınırlı olduğu için sonuçları hakkında da yeterli bilgi yoktur.
YILAN YAĞI: %40'ı yılan yağı olan ve doğal maddelerden yapılmış yılan yağı saç dökülen alana sürülüp 3 saat sonra yıkanıyor
ÇİNKO:Çinko aynı zamanda çok etkili bir anti-androjen olan bir vitamin-mineraldir. Çinko, B6 vitaminiyle birlikte kullanıldığında 5 alfa-redüktaz enzimini bloke ederek testosteronun DHT’ye dönüşmesini engeller. Ne var ki çinkonun androgenetik saç dökülmesine karşı etkinliğini ortaya koyan çok az sayıda araştırma mevcuttur.Propecia gibi başka 5 alfa-redüktaz inhibitörleriyle karşılaştırıldığında çinko çok daha güvenlidir, çünkü çinko vücudumuzda zaten bulunmakta olan bir vitamindir ve yan etkisi yoktur.
SAW PALMETTO:Cüce Amerikan hurması olarak da bilinen palmiye türü bir ağacın meyvelerinden elde edilen özütü, tablet haline getirilmiştir. Anti-androjen olarak bilinmektedir. Saç dökülmesi tedavisindeki etkinliğini kanıtlamaya yönelik bir çalışma yok
RADIX:Cinsiyet hormonlarının kanda taşınabilmesini sağlayan bir proteinin aktivitesini ve testosteron bağlama özelliğini etkileyen bir bitki türüdür.
B6 VITAMİNİ:Çalışmalar çinko ile birlikte kullanılan B6 vitamininin testosteronun ciltte DHT’ye dönüşmesini engellediğini göstermektedir. Bu nedenle bu ikilinin akne ve androgenetik saç dökülmesi gibi androjenlere bağlı durumların tedavisinde etkili olduğu söylenmektedir.
BALKABAĞI ÇEKİRDEĞİ YAĞI:Amerika’da yetişen bir tür bal kabağı türü olan (Pumpkin) çekirdeğinden çıkarılan yağ kullanılmaktadır. Anti-androjen etkiye sahiptir. Saç dökülmesi tedavisinde kullanılır.
YEŞİL ÇAY (Camelia sinensis):Japonya ve bazı Asya ülkelerinde oldukça boldur. Günlük kullanımı son derece yaygındır. Yeşil çayın bir çok hastalığa iyi geldiği bilinmektedir. Bu yüzden çok iyi araştırılmıştır.Yeşil çayın yağı anti-androjenik etkiye sahip olduğunu öne sürmektedirler. Bu iddia sayesinde, etkinliğini doğrudan ispatlayan hiçbir çalışma olmamasına rağmen yeşil çay androgenetik saç dökülmesinin popüler tedavilerinden biri haline geldi. Yeşil çay içeren bazı şampuanların saça ve deriye faydalı olduğu söylenmektedir.
Proanthocyanidins: Üzüm ekstresinden elde edilen bu madde saç folikullerini uyarmaktadır.
SAÇLARDA BEYAZLAŞMA
Saç beyazlaması muhtemelen genetik nedenlerden oluşur. Bazı
hastalıklar (pernicious anemia, hiper/hipo-tiroidizm, osteopeni,
progeri ve pangeri ,savunma sistemi bozuklukları yapan durumlar,
protein eksikliği, koroner kalp hastalıkları, B12 eksikliği yapan
barsak hastalıkları, mantar hastalıkları ) ilaç kullanımı sigara
erken dönemde beyazlaşmalara neden olabilir. Normalde saçlar
ortalama 34 (+/- 9) yaşlarında beyazlar. Werner’s sendromu Böök’s
sendromu Cri-du-chat sendromu Griscelli hastalığı nörofibromatozis
ve tuberos sklerozis erken beyazlaşmanın görülebildiği durumlardır.
Vitiligo ve amelanotik nevüsler saçlarda beyaz alanlara neden
olabilir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder